Ana Sayfa Arama Galeri Video
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Bursa’da tarım ne kadar ön plana çıkıyor?

Bursa’nın birçok ilçesinin CHP

Bursa’nın birçok ilçesinin CHP tarafından da yönetildiğini gördük. Bugüne döndüğümüzde 2024 vizyonu itibari ile Osmangazi gibi bir ilçe de dahil oldu. Peki CHP belediyeciliği Bursa’da nasıl bir politika güdecek? CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, Herkes Duysun TV ekranlarına anlattı.

BURSA (İGFA) – Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan yönetmeliğin yürürlüğe girmesiyle, mülkiyeti gerçek ve tüzel kişilere ait ve üst üste iki yıl süreyle işlenmeyen tarım arazileri, tarımsal amaçlı sezonluk olarak kiraya verilecek. 

Türkiye’nin tarım politikası olmadığını söyleyen Öztürk, “Bursa’da çiftçimiz, dünyanın en bereketli ovalarına sahip ancak bir planlama yok. Ne üreteceğini planlamayan bir üretim var. Dün gece bir kararname çıktı. Kişi veya kurumlara ait ekilmeyen araziler otomatik olarak kiralanacak. Aslında yıllardır söylenen bir konu bu. Tarımda ektiği ürünün karşılığını alamadığında insanlar vazgeçme durumunda kalıyor ve sermayeye satılıyor. Daha sonrasında Bursa gibi genişleyen şehirde insanlar kapitalist sistemin, endüstrinin geliştiği şehirlere akıyor.” dedi.

“TARIMDA PLANLAMAYA İHTİYAÇ VAR”

İznik Gölü kıyısına kurulması planlanan Varaka Kağıt Fabrikası’na ÇED raporu verilmeden onay çıkması, çevreciler ve muhalefet partilerinin tepkisini çekmişti. Bu çerçevede yapılan eylemlere katılan Hasan Öztürk, tarımda planlama yapılması gerektiğine değinerek şu ifadelere yer verdi:

“Dün İznik göllünün kenarında eylemdeydik. Gölün 350 metre kenarında bereketsiz bir toprak olur mu hiç? Burası zaten doğal bir koruma alanı ve tarım arazisi. Türkiye’nin en fazla ihtiyacı olan şey planlama. Karpuzu tarlada toplayamıyorlar. Domatesleri çöpe döküyorlar. İnsan o kadar emek verdiği ürünü, doğru planlama yapılmadığı için akışına bıraktığımız bir modelle heba ediyoruz. Aynı şey, ülkenin gençleri için de geçerli. Türkiye’de üniversite mezunu oranı yüzde yirmilere doğru gidiyor. Bu oran gelişmiş ülkelerde yüzde altı. Peki bizler nasıl bu çocukların geleceğini planlıyoruz? Anne ve babaların tüm emekleriyle okuttuğu öğrenciler mezun olduktan sonra sudan çıkmış balığa dönüyor. Yapacak iş yok. Devlet olarak, neyi ne kadar üretmek gerekiyor noktasında bir planlama yapılması lazım.”